Merhaba Dostlar,
Lise ve üniversiteyi ailemden uzakta okudum. Ailenizden uzakta olmanın çeşitli zorlukları vardır. Çamaşırları kendiniz yıkarsınız. Kıyafetleri kendiniz ütülersiniz. Yemeği kendiniz yaparsınız. Bulaşıkları kendiniz yıkarsınız. Ev temizliğini kendiniz yaparsınız. Öğrencisinizdir veya bir işte çalışıp bir ev kiralamışsınızdır. Arkadaşlarınızla beraber aynı evde kalıyorsanız bu görevleri paylaşırsınız. Ben de bu gurbet hayatını yaklaşık olarak 10-12 sene yaşadım. Bu süre içinde tabi bu gibi şeyleri çoğu zaman kendimiz yaptık ve ister istemez hepsini öğrendik. Bunların çoğunu yapmaktan her zaman nefret ettim. Bulaşık ve çamaşırı hiç sevmem ama elimden gelir, yaparım.
Nefret etmediğim tek şey nedir biliyor musunuz? Yemek yapmak. Yemek yapmak benim için meditasyon gibidir. Kendimden geçer, aklımdaki bütün olumsuzlukları unuturum. Sebzeleri, baharatları ve sosları et,balık veya tavukla buluştururken oluşan renklerin güzelliği beni mest eder. Ortaya çıkan yemeği bir sanat eseri gibi görür. Ona öyle davranırım. En güzel sanat benim için yemek yapmaktır. Bu işin lise ve üniversitede eğitimini alıp çeşitli otel ve restoranlarda çalıştığım için yemek yapmanın püf noktalarını iyi bilirim. Bir yemeğin sadece fotoğrafına bakarak o yemeği yapabilme oranım yüzde seksendir. Yani sadece fotoğraftan yemek yapabilirim. Fotoğrafta bakılması gereken şey öncelikle yemeğin içinde neler var? Sonra ben bunları nasıl pişirip birleştirebilirim? Bu şekilde internetten fotoğrafını görüp yaptığım çok yemek vardır. Belki bire bir aynı lezzeti yakalayamam ama mükemmel lezzetler yakalarım. Bir de tariflerdeki miktarlara çok fazla takılmam. Ölçüyü sevmem. Ölçülü olmayı severim. Yani malzemeleri kişi sayısına göre tahmini olarak kullanırım. Baharatları göz kararı ekler, yemeğin durumuna göre suyunu ilave ederim. Mesela bir sos yaparken süt kullanıyorsunuz ama tarifte yazan miktar yetersiz kalmış sos katı olmuştur. Hemen göz kararı süt ekleyip sosun kıvamını ayarlarım.
Bugün sizin için hazırladığım tarif de bu yemeklerden biri, daha doğrusu bir başlangıç yemeği. Kremalı, kapya biberli Hellim peyniri. Bu yemeği ilk kez yaptığımda kızım çok beğenmiş ve bana ''Babacım bunu her gün yap tamam mı?'' demişti. Her gün yapmadım belki ama sık sık yaptığım kurtarıcı bir yemek olmuştur. Şimdi gelelim Kremalı, kapya biberli Hellim peyniri tarifine.
Ä°ki kiÅŸiliktir.
Gerekli Malzemeler:
4 adet kapya biberi
200 gram Hellim peyniri
Yarım paket krema- 100 gram gelir.
1 çorba kaşığı kaşık tereyağ
2 çorba kaşığı sıvı yağ
3-4 dal çok ince kıyılmış maydanoz
Tuz, kırmızı toz biber, karabiber
Kremalı,Kapya Biberli Hellim Peyniri Tarifi:
Küçük bir borcama sıvı yağı koyup üzerine yıkayıp kuruladığımız kapya biberleri ilave edelim. Önceden ısıttığımız fırında 180 derecede 15-20 dakika kızartalım. Kızarttığımız kapya biberlerin kabuklarını soyup ince ince doğrayalım.
Hellim peynirleri küçük bir tavada kızartıp tavadan çıkaralım. Hellimleri çıkardığımız tavada tereyağını eritelim. Üzerine kremayı ilave edelim. Kaynayana kadar karıştıralım. Tuzunu ve baharatlarını ilave edelim. 1 dakika kadar daha pişirip ocaktan alalım.
Servis tabağına önce kapya biberlerin yarısını yayalım ve üzerine şeritler halinde doğradığımız Hellim peynirlerini dizelim. Tekrar kalan biberleri ekleyip krema sosunu üzerlerine gezdirelim. İnce kıyılmış maydanozları da ekleyip servis edelim.
Servis Önerim:
Kremalı, Kapya Biberli Hellim Peynirinin yanında giden en güzel şey şeri domatesleriyle bezenmiş bir zeytinyağlı mevsim salatasıdır.
Afiyet olsun.
Sosyal medya hesaplarımı takip ettiğiniz için teşekkür ederim.
.png)